23 Şubat 2014 Pazar

Comme des Garçons - Black

İddialı moda evleri, defilelerinde günlük hayatta giyilemeyecek kadar farklı ve cesur tasarımlarını görücüye çıkarır. Kimi zaman amaç belli bir temaya yoğunlaşmakken bazen tek amaç izleyenleri etkileyerek yeni koleksiyona dikkat çekmektir. Konsept olarak tasarlanan giysiler, genel beğeniye hitap etmediği için çoğu zaman markanın butiğinde satışa bile çıkmaz…

Hani “içi dışı bir” diye bir tabir vardır ya, Comme des Garçons’un içi dışı bir! Japon minimalist tarzını cesur tasarımlarla buluşturan, samimi bir moda evi CdG. Kıyafet ve parfüm tasarımları en ufak popülist bir kaygı taşımayan, defilede neyse butikte de o olan bir marka. Mark Buxton, Bertrand Duchaufour, Yann Vasnier, Antoine Lie ve Nathalie Feisthauer gibi efsane mertebesinde parfümörlerle çalışmaları da parfüm işinde ne kadar ciddi olduklarını gösteriyor.
 
 
Comme des Garçons, pazardaki en özgün ve radikal parfümlere imza atmış markalardan biri. Her ne kadar designer markası olsa da uygulanan pazarlama stratejileri açısından parfümleri, niş ürünler olarak kabul edilmekte. Zira oldukça farklı tarzları ve barındırdıkları kalite hissiyatı ile pazardaki designer parfümlerden taban tabana zıt bir çizgide ilerliyor Comme des Garçons parfümleri. Markanın birçok parfümünün de yıllar boyu ünlü isimlerin gizli silahı olduğu bilinmekte.

Comme des Garçons, bırakın ana akım parfümleri, niş parfüm pazarında bile trendleri umursamayan farklı bir marka. 94 yılında piyasaya sürülen ve markanın adını taşıyan ilk EdP, 99 çıkışlı CdG2, 2000’lerin başında çıkan CdG2 Man ve Incense serisi parfüm dünyasına yön veren kilometre taşları olarak gösterilebilir. 

Neredeyse hiçbir CdG, genel beğeniye uygunluk kaygısı ile tasarlanmamış parfümler. Her biri yaratıldığı dönemin çok ötesinde, post modern sanat eserleri… Beğenilir ya da beğenilmez ayrı mesele ancak özgün tarzları ve yüksek kaliteleri ile niş parfüm dünyasının en çok saygı duyulan markalarından biri Comme des Garçons.


Black’in markasını söylemeden koklatıp tahmin et deseler, Comme des Garçons ilk etapta söylenecek üç markadan biri kesinlikle! Tamamen algıyla ilgili koku konusunda belli bir tarz yakalamak, birçok parfüm evinin peşinde koştuğu ancak başaramadığı bir hadise…

Karabiberli ve tütsülü etkileyici bir açılışı var CdG Black’in. Tarza alışkın olmayanlar için son derece şaşırtıcı bir başlangıç. Açıklanan notalarda yer almasa da karanfil kokusu da oldukça belirgin. Kaynağını algılayamadığım hafif bir tatlılık da ilk şokun atlatılmasına yardımcı oluyor.

Black, oturmaya başladığında yanık odun kokuyor. Karabiber ve tütsünün de katkısıyla barbekü sos tadında özgün bir kokuya dönüşüyor. İsli ve dumanlı, takılmış bir parfüm… Yurtdışında bu kafası dumanlı, isli tarzı betimlemek için kamp ateşi anlamına gelen “campfire” kelimesi kullanılmakta. Bizim kültürde öyle kamp ateşi olayına pek rastlanmadığından mangal/barbekü kokusu olarak tanımlanabilir CdG Black. Resmen karabiberli mangalın kokusu!
 

Black’ta ara ara gelen deri ve meyan kökü parfüme oldukça özgün bir hava katıyor. Hatta karanfil gibi resmi notalarda açıklanmasa da paçuli kokusu aldığıma da iddiaya girebilirim. Sonlara doğru zaten dumanlı olan hissiyat, kor haline gelen kömür misali ağır ağır uçup gidiyor. 

Parfümün fark edilirlik ayarı oldukça güzel tutturulmuş. Ne tene çok yakın kalıyor ne de avaz avaz bağırıyor…  Kilian – Cruel Intentions yorumunda da bahsettiğim gibi bu tarz kokuların “ben buradayım” diye gezmemesi taraftarıyım. Kalıcılığı ise EdT olan konsantrasyonuna rağmen oldukça iyi.

İsli, dumanlı parfümlere ilgim olduğu için, tarzın neredeyse tüm örneklerini denedim ve kullandım. Designer tayfa henüz dumanlı tarza el atmamışken niş parfümlerde Oliver Durbano - Black Tourmaline, Naomi Goodsir - Bois d'Ascese, Amouage – Memoir Man, Tauer - Lonestar Memories, Le Labo - Patchouli 24 ve Profumum Roma – Fumidus, janrın önde gelen temsilcileri arasında. Oldukça sıra dışı bir tarz olduğu için bahsettiğim parfümlerin hepsi günlük hayatta kullanılabilecek yapıda değil. Özellikle Black Tourmaline ve Fumidus kullanabilene saygı duyulur! Tayfanın içinde CdG Black’in en çok benzediği koku ise Bois d'Ascese. BdA için Black’in biraz daha yoğun, daha baskın barbekü hissiyatlı ve ayyaş (boozy hissiyat!) kardeşi denebilir.

Comme des Garçons öylesine özgün tasarımlara imza atmış bir marka ki, nispeten özelliksiz, genel beğeniye hitap eden bir parfümü piyasaya sürdüklerinde, markanın fanlarından oldukça sert eleştiriler almakta. Amazingreen ve Blue Invasion serisi ile herkesin hoşuna gidebilecek parfümler yaptıktan sonra beğeniye çıkardıkları Black, markanın sıkı takipçilerinin deyim yerindeyse tekrardan gönüllerini fethetti!

CdG Black herkesin sevebileceği bir parfüm değil. Kesinlikle denemeden alınmaması gerekiyor. Öyle “ayh parfümün ne kadar güzelmiş, tatlı tatlı, ferah ferah kokuyor” tayfadan hiç değil… Kendinden emin ve farklı tarzı olan biri için imza parfümü olabilecek nitelikte, son yıllarda tasarlanmış en farklı parfümlerden biri.

6 yorum

  1. Cok iyi yorum. Kulturune ve paylasimina saglik

    YanıtlaSil
  2. Ajmal - Accord Boise,Serge Lutens - Serge Noir ve Comme des Garçons - Black arasında kaldım.Ajmal bir yana Serge Noir ile Black arasında uzunca düşündüm.. Büyük ihtimalle karabiber,tütsü ve deri tercih ettiğimden dolayı Black tercih edeceğim.Yinede fikrinizi alabilirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ajmal'ı denemedim ama Serge Noir ve Black güzel bir ikilem. Artistik açıdan Serge Noir, kullanım açısından Black derim.

      Sil
  3. İksini de almaya karar verdim diyebilirim (:

    YanıtlaSil
  4. Açılıştaki idrar kokusunu ne veriyor hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugüne kadar denediğim hiçbir parfümde idara benzer bir kokuya rastlamadım. Hiçbir parfüm evi de idrar benzeri bir tasarımla tüketicinin karşısına çıkmaz. Tatsız bir zamanınızda denemişsinizdir diyelim.

      Sil

© Gurme Kokular - Niş Parfüm Yorumları / Röportajlar / İzlenimler
Maira Gall